Programın ilk günü mesleki konularda gerçekleşen panellerin ardından ikinci gün Türkiye Barolar Birliği ve on beş barodan katılan avukatlarla belirlenen on başlığın tartışıldığı yuvarlak masa çalışmaları yapıldı.
Çalışmanın açılışında konuşan İzmir Barosu Başkanı Av. Aydın Özcan şunları söyledi:
“İzmir Barosu ev sahipliğinde gerçekleştirilen bu çalıştayda konusunda uzman katılımcılar ile on beş baronun avukat hakları merkezlerinde çalışan ve mesleğin her türlü sorunuyla ilgilenen meslektaşlarımız, mesleğimizi ilgilendiren temel konuları ele alacaklardır. Bu çalışmada yeni fikirlerin ortaya çıkacağına inanıyorum. Bu anlamda da İzmir Barosu ve Türkiye Barolar Birliği’yle böyle bir çalıştaya ev sahipliği yapmaktan büyük mutluluk duyduğumuzu ifade etmek istiyorum.
Ülkemizde mesleğe yönelik saldırıları, çıkarılan torba yasalarla avukatlık mesleğinin daraltılması yönündeki çalışmaları, mesleğimizin saygınlığının arttırılması için yapılması gerekenleri yapmayarak yargının üç unsurundan biri olan savunmanın, yargının diğer unsurlarından farklı bir yere konmasını kabul etmemiz mümkün değildir. Bu durum özellikle siyasi iktidarların ve siyasi iktidarın egemen olduğu parlamentonun yasama organının kasıtlı ve yanlı bakış açısından kaynaklanmaktadır. Durum böyle olunca ülkemizde yargının diğer unsurları karar organı ve iddia makamı da yürütme organının kontrolüne geçmiş durumdadır, fiili uygulama bu şekildedir. Anayasa’nın 138, 139, 140. maddeleri hakim ve savcılık teminatını içermesine rağmen bugün Anayasa’da sadece yazılı olarak kalmıştır, uygulamada yok hükmündedir. İktidarın beğenmediği herhangi bir karar söz konusu olduğunda o kararı veren yargıç veya savcı Anayasa’nın bu teminatları göz önünde bulundurulmaksızın cezalandırılmaktadır.
İşte Türkiye baroları ve Türkiye Barolar Birliği olarak 2015 yılında önce Bursa’da sonra da İzmir’de Türkiye Adaletini Arıyor Mitingini gerçekleştirdik. Ülkemizde hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığının sağlanması için bu mitingi gerçekleştirdik. Bugün ülkemizde üstünlerin hukuku uygulanıyor. Barolar ve 78 milyon Türk halkı birlikte hareket ederek bu fiili durumdan ülkemizi çıkarmamız gerekli. Onun için de öncelikle yargı bağımsızlığının, hukukun üstünlüğünün, basın özgürlüğünün egemen kılınması gerekmekte. Bunun için de öncelikle, benim şahsi görüşüm, mevcut HSYK yapısının değiştirilmesi gerekmektedir. Hatırlayın son dönemde yargının bağımsızlaştırılacağı iddia edilerek yasalar çıkarıldı. Çıkarılan o yasalarla HSYK’nın içerisine siyasi iktidarın atadığı kişi sayısı arttı, yasama organını ilave ettiler. Yasama organı ve iktidarı birlikte düşündüğünüzde on HSYK üyesinden yedisini adeta siyasi iktidar belirliyor bugün. Bir de HSYK’ya Adalet Bakanı ve Müsteşarı başkanlık yapıyor. Onlar olmadığında HSYK toplanamıyor bile. Böyle bir durumda yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğünden bahsedilebilir mi?
İşte Türkiye olarak evrensel boyutlarda yargı bağımsızlığını, hukukun üstünlüğünü sağlayabilmemiz için öncelikle mevcut HSYK yapısını değiştirmemiz gerek. Adalet Bakanı ve Müsteşarını mutlaka o kurulun dışına çıkarmamız lazım. Siyasi iktidarın belirleyiciliğini sona erdirmemiz lazım. İdari ve mali olarak özerk ve adli kolluk kuvvetleriyle o birimi yeniden yapılandırmamız gerekir. Bunu yaptığımız takdirde Türkiye bana göre hem ekonomik, hem hukuk alanında, hem sosyo-kültürel anlamda temel hak ve özgürlükler anlamında Mustafa Kemal Atatürk’ün işaret ettiği muasır medeniyet seviyesine gelecektir. Bunun için biz hukukçulara çok büyük görevler düşmektedir.
Bunun mücadelesini vermek zorundayız. Öyle görünüyor ki bu mücadeleyi de sadece biz avukatlar, barolar, Türkiye Barolar Birliği olarak veriyoruz. Onun dışında üniversiteler, yargının diğer unsurları mevcut durumu kabullenmiş, hayatlarını memnun bir şekilde sürdürüyorlar. Ben çalıştayın bu anlamda başarılı geçeceği inancıyla başarılar diliyorum“
İkinci günün açılış konuşmalarını İzmir Barosu Başkan Yardımcısı Av. Mustafa Çetin ve Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı ve Avukat Hakları Merkezi Başkanı Av. Başar Yaltı gerçekleştirdi. Av. Adil Giray Çelik‘in "Avukat Hakları Bağlamında Avukatlık Mesleğinin Tarihsel Gelişimi" ve Hakim Ayşe Yeşim Akçelik in "İstinaf" konulu sunumlarının ardından yuvarlak masa toplantılarına geçildi.
Avukatın Vergisel Sorumluluğu ve Vekalet Ücret Sözleşmelerinde Yaşanan Sorunlar, Avukatın Hukuki ve Cezai Sorumluluğu, TCK Ve CMK’da Avukatın Savunma Hakkı Ve Dokunulmazlığı, Ülkemizde Yaşanan Avukatlık Sorunları, İş Alanlarının Daralması Sorunu ve Yeni İş Alanlarının Açılması, Meslek Kuralları ve Reklam Yasağının Tartışılması, Avukatlıkta Branşlaşma, Mesleki İtibarın Arttırılması, İstinaf, Avukat, Hakim ve Savcılar Arası Etik Komisyonu Oluşturulması ve Bu Kapsamda Avukatlar Yönünden Belirlenecek Etik İlkeler başlıklarının görüşüldüğü çalıştaya; Aydın Barosu, Balıkesir Barosu, Bilecik Barosu, Bursa Barosu, Çanakkale Barosu, Denizli Barosu, İstanbul Barosu, Manisa Barosu, Muğla Barosu, Ankara Barosu ile Türkiye Barolar Birliği Avukat Hakları Merkezi Yürütme Kurulu Üyeleri, İzmir Barosu Avukat Hakları Merkezi Yürütme Kurulu Üyeleri ile Merkez üyeleri ve çalıştay konularında çalışmalarda bulunan diğer meslektaşlarımızdan yaklaşık 80 kişinin katılımı ile gerçekleştirildi.
İki oturum şeklinde gerçekleştirilen çalışmada her masa kendi konusunda çalışma yaparak, o konuda belirlediği sorunları ve çözüm önerilerini içeren özet halindeki sonuç raporunu hazırladı ve Çalıştay sonrası bu sonuç raporları sırayla diğer katılımcılarla paylaşıldı.
Sonuç raporlarının paylaşımı sonrasında, silahların eşitliği ilkesi gereği savcı ve avukatın aynı oturma düzeninde bulunması konusunu işleyen, yapım çalışmaları Türkiye Barolar Birliği ve İzmir Barosu tarafından desteklenen, yapımcılığı ve yönetmenliği Bülent Yörük tarafından gerçekleştirilen PROLOG adlı kısa filmin gösterimi gerçekleştirildi.
Oldukça verimli geçen çalışma gününün ardından 29 Mayıs 2016 günü diğer barolardan katılan misafirlerimiz için "Bergama-Pergamon Akropolü Gezisi" düzenlendi.
YORUMLAR