“Kentteki yapı stokunun envanterini çıkartacağız”

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, kentteki yapı stokunun envanterini çıkartmak için çalışmalara başladıklarını söyledi. Yapı kontrol laboratuvarı kurmayı ve binalara deprem güvenlik karnesi vermeyi planladıklarını belirten Soyer, “Orta hasarlı yapılar için de mevzuat düzenlemesi ve finansman modeli üzerinde çalışıyoruz” dedi.

“Kentteki yapı stokunun envanterini çıkartacağız”

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, kentteki yapı stokunun envanterini çıkartmak için çalışmalara başladıklarını söyledi. Yapı kontrol laboratuvarı kurmayı ve binalara deprem güvenlik karnesi vermeyi planladıklarını belirten Soyer, “Orta hasarlı yapılar için de mevzuat düzenlemesi ve finansman modeli üzerinde çalışıyoruz” dedi.

“Kentteki yapı stokunun envanterini çıkartacağız”
18 Kasım 2020 - 10:27

ODTÜ Mezunlar Derneği’nin düzenlediği deprem konulu çevrim içi söyleşiye katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, belediyenin bu alandaki yol haritasını paylaştı. Depremin hemen ardından arama kurtarma çalışmaları, çadır alanları oluşturulması ve yardımların koordine edilmesi başta olmak üzere kapsamlı bir çalışma başlattıklarını söyleyen Soyer, “Zaman içinde son derece organize biçimde çadır alanlarındaki her türlü talebi anında çözebilecek noktaya geldik. Belediyemizin Uzundere’de 224, Gaziemir’de 58 konutunu ve eski adıyla Hilton’un 380 odasını hızla depremzedeler için hazır hale getirmeye başladık. Yavaş yavaş bu konutlara afetzedeler yerleşmeye başladı. Halkın Bakkalı ve Biz İzmir platformu üzerinden ‘Biz Varız’ kampanyası başlattık ve ilk saatlerden itibaren binlerce gıda, hijyen paketi, sıcak yemek ve uyku tulumu bağışı ile afetzedelerimizin ihtiyaçlarını karşıladık. Yatak, beyaz eşya, ocak gibi evin temel ihtiyaçlarına dönük bağış kampanyamız halen devam ediyor” dedi.

“Afetzede hemşerilerimizin bir yuvaya kavuşmasını sağlıyoruz”
“Bir Kira Bir Yuva” kampanyası başlatarak kullanmadığı evlerini paylaşmak isteyenleri ve 5 ay boyunca kira desteği sunacak yurttaşları afetzedelerle buluşturduklarını söyleyen Soyer, sözlerine şöyle devam etti: “Şimdiye kadar bu kampanyamızda 217 hemşerimiz evini paylaştı. 38 milyon liraya yakın kira desteği sağladık. Bu, 3 bin 800 deprem mağdurunun beş aylık kira bedelinin toplanması anlamına geliyor. Bu desteklerle peyderpey afetzede hemşerilerimizin bir yuvaya kavuşmasını sağlıyoruz. Evi ağır hasar görmüş, yıkılmış ya da yıkılması gereken 4 bin 239 hanenin acil ihtiyaçlarını karşılayacak noktaya geldik. 6 bin 929 orta hasarlı ev tespiti yapılmış aile için de Büyükşehir olarak her bir haneye 5 bin lira destek vermeyi karar altına aldık. Bu da 35 milyon liralık bir bedel ödenmesi anlamına geliyor. Dolayısıyla ağır hasarlı binalardaki 4 bin 239 hanemizle orta hasarlı binalardaki 6 bin 229 hanemiz için acil ihtiyaçlarını gidecek çözümü 13-14 gün içinde üretmiş olduk. Kitabı yazılacak bir başarı hikayesi ortaya konuldu.”

“Risk araştırması yapmaya başlıyoruz”
İzmir’in bu tür afetlere karşı dirençli bir kent olması için yapılacaklar ve bunun için finansman modelinin belirlenmesi üzerine çalıştıklarını söyleyen Soyer, depremle ilgili Bilim Kurulu oluşturarak bu kurul rehberliğinde yol alacaklarını vurguladı. Soyer, “Amacımız 1999 öncesinde ruhsatlandırılmış yapılardan başlayarak kentteki yapı stokunun envanterini çıkartmak. Biz de bir yandan bu yapı stoku ile ilgili risk araştırması yapmaya başlıyoruz. Yapı kontrol laboratuarı kuracağız ve binalara bir deprem güvenlik karnesi vermeyi planlıyoruz. Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesini de revize ederek depremle ilgili çalışmalar için 200 milyon lira kaynak aktarmayı uygun gördük” dedi.

“Türkiye için model olsun”
Göreve geldiklerinde Toplum Sağlığı Dairesi Başkanlığı ile Deprem Dairesi Başkanlığını kurduklarını hatırlatan Soyer,  afet ile ortaya çıkan dayanışma gücünün çok kıymetli olduğunu değinerek “İzmir’i dirençli bir kent yapacak asıl şey, kentin dinamiklerini bir araya getirme kabiliyetini artırmaktan geçiyor. Şimdiki derdimiz bu dayanışmanın sürmesi yönünde. Çünkü Türkiye deprem kuşağında bir ülke. Bizim İzmir için bundan sonra üreteceğimiz çareler Türkiye için de model olsun düşüncesini taşıyoruz” şeklinde konuştu.

“Orta hasarlı yapılarla ilgili çalışma başlattık”
Soyer, orta hasarlı binalardaki depremzedeler için nasıl bir yol izleneceğine dair gelen soruya ise öncelikle mevzuattan bahsederek yanıt verdi. Soyer, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı mevcut mevzuat ile ağır hasarlı ve acil yıkılması gereken yapılardaki depremzedeler için bir bölümü yerinde bir bölümü rezerv alanda toplu konut yapımı ile ilgili bir çözüm ortaya koyuyor. Nitekim 5 bin konut yapımıyla ilgili süreci başlattık. 2 bini yerinde 3 bini rezerv alanda olacak. Ancak bu çözüm sadece ağır hasarlı binalarla ilgili. Mevzuatımız orta hasarlı yapılarla ilgili sınırlı çözüm üretiyor. Binayı güçlendirirsen orada oturabilirsin diyor ama binayı güçlendirmekle ilgili bir destek öngörmüyor. Orada bir mağduriyet söz konusu. Belediye olarak çalıştığımız ana başlıklardan biri de orta hasarlı yapılar. Bir yandan daha ö ;nce yaptığımız kentsel dönüşüm çalışmalarını hızlandırırken bir yandan da orta hasarlı yapılardaki deprem mağdurları için bir çözüm üretmek üzere çalışma başlatıyoruz. Bunun mevzuat ve finansman tarafı var. Büyükşehir olarak hem mevzuat için yapılacak düzenlemelerle hem de finansman modeli üzerinde çalışıyoruz. Dünya Bankası ve başka finans kuruluşlarıyla görüşmeye başladık” dedi.

Yerel yönetim reformu vurgusu
Yerel yönetimlerin gücünü, kaynaklarını ve sorumluluklarını artıran yeni bir yerel yönetim reformuna ihtiyaç olduğunun altını çizen Soyer, “Devlet baba ise belediye anadır dedik hep. O nedenle yerel yönetim reformu diyoruz. Bu reform paketinin içinde dirençli kent başlığı da var ama zaten dirençli kent değimiz zaman kentlerin yaşam kalitesini yükseltmekten de söz ediyoruz. Dirençli kent yaratmak sadece afetlere karşı önlem almaktan ibaret değil. Bu önlemleri almaya başlayınca kentteki yaşam kalitesini de arttırmaya başlamış oluyorsunuz” dedi.

YORUMLAR

  • 0 Yorum