CHP’li Sındır bölgede yapılmak istenen Altın Madeninin bölgenin doğal yaşam ve ekolojik sisteme vereceği zararın tespit edilmesi, yeraltı ve yerüstü su kaynaklarında geri dönülemez ağır metal kirliliği sonucu içme, tarımsal amaçlı kullanma ve doğal yaşamın gereksinimi olan sularda yaşanacak yaşamsal tahribatın tespiti ve bölge halkının ekonomik açıdan karşılaşacakları güçlüklerin önlenmesi ve gerekli önlemlerin alınabilmesi amacıyla Meclis Başkanlığına bir araştırma komisyonu kurulması için önergesini TBMM’ye sundu.
“BİLİRKİŞİ RAPORLARI GERÇEKLİK VE BİLİMSELLİKTEN UZAK”
CHP’li Sındır vermiş olduğu önergenin gerekçesinde; “Maden faaliyeti esnasında 10 binin üzerinde ağaç kesildiği belirtilirken konunun uzmanları tarafından bölgede bulunan derelerin kaynağından denize döküldüğü yere kadar olan bölge ile suların asit maden drenajı yönünden izlenmesi gerektiğini belirttikleri bilinmektedir. Bununla beraber yöre halkının en önemli ekonomik ürünü olan fıstık çamı ağaçlarının da maden çalışmaları nedeniyle zarar göreceği ve bunun hem bölge halkının ekonomisine hem de doğal yapıya zarar vereceği yadsınamaz bir gerçekliktir. Aynı zamanda Mera kullanım alanlarının izinlerinin dahi alınmadan yapılacak madencilik faaliyeti, mera alanlarımızın yok edilmesine ve bölgede hayvancılık yapan üreticilerimizin de mağduriyetine neden olacaktır. Verilen bilirkişi raporlarında bahsedilen genişlikteki alandaki doğal yapı ve bitki türleri ile suların ve fıstık çamı ağaçlarının zarar görmeyeceğinin iddia edilmesi ise gerçekçi ve bilimsel bir yaklaşım değildir. Bu çalışmalar esnasında yeraltı sularının da zarar göreceği ve bölge halkının içme suyu kaynaklarının kirleneceği de uzmanlarca sıklıkla dile getirilmektedir.” İfadeleri yer aldı.
“ANAYASA’NIN 56. MADDESİ VURGUSU”
Araştırma önergesinin gerekçesinde Anayasa’nın 56. Maddesi ile tanımlanan “Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması” başlıklı düzenlemeye de vurgu yapan CHP İzmir Milletvekilli Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır önergesi hakkında yaptığı açıklamada, “Anayasamızda herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.” hükmü yer almaktadır. Anayasa’da yazılı yer alan amir hüküm gereğince yurttaşlarımız üzerine düşen ödevi her fırsatta bu madenin çevreye ve doğaya verdiği zarara karşı çıkarak yerine getirmektedir. Tüm hukuki süreçlere, bilimsel araştırmalara ve bölge halkının verdiği haklı tepkilere karşın, bölgede bulunan altın madeni çalışmalarına ısrarla devam edileceği anlaşıldığından, doğal yaşam ve ekolojik sisteme vereceği zararın tespit edilmesi, yeraltı ve yerüstü su kaynaklarında geri dönülemez ağır metal kirliliği sonucu içme, tarımsal amaçlı kullanma ve doğal yaşamın gereksinimi olan sularda yaşanacak yaşamsal tahribatın tespiti ve bölge halkının ekonomik açıdan karşılaşacakları güçlüklerin önlenmesi ve gerekli önlemlerin alınabilmesi amacıyla Meclis araştırması açılması gerektiği konusunda ısrarcıyız” ifadelerini kullandı.
YORUMLAR