PEHLİVANKÖY’DEN, İZMİR IŞIKKENT GERİ GÖNDERME MERKEZİNE İŞKENCE DEVAM EDİYOR

Sizlere yaklaşık 1 ay önce Yunanistan’dan Türkiye’ye AB ve Türkiye arasında imzalanan Geri Kabul anlaşması kapsamında geri gönderilen ve Kırklareli Pehlivanköy Geri Gönderme Merkezi’nde tutulan mülteciler ve koşulları hakkında bilgi vermiştik.

PEHLİVANKÖY’DEN, İZMİR IŞIKKENT GERİ GÖNDERME MERKEZİNE İŞKENCE DEVAM EDİYOR

Sizlere yaklaşık 1 ay önce Yunanistan’dan Türkiye’ye AB ve Türkiye arasında imzalanan Geri Kabul anlaşması kapsamında geri gönderilen ve Kırklareli Pehlivanköy Geri Gönderme Merkezi’nde tutulan mülteciler ve koşulları hakkında bilgi vermiştik.

PEHLİVANKÖY’DEN, İZMİR IŞIKKENT GERİ GÖNDERME MERKEZİNE İŞKENCE DEVAM EDİYOR
31 Mayıs 2016 - 20:24

Sizlere yaklaşık 1 ay önce Yunanistan’dan Türkiye’ye AB ve Türkiye arasında imzalanan Geri Kabul anlaşması kapsamında geri gönderilen ve Kırklareli Pehlivanköy Geri Gönderme Merkezi’nde tutulan mülteciler ve koşulları hakkında bilgi vermiştik. Mültecilerden bizim görüşebildiğimiz Afgan, aile bize ulaşabildiği için uluslararası korunma başvurusunda bulunabildi. Diğer mültecilerin akıbeti hakkında herhangi bir bilgimiz bulunmamaktadır. Görüşebildiğimiz ailenin uluslararası koruma başvuruları Göç İdaresi tarafından değerlendirilmeye alındı, ancak 29.04.2016 tarihinden bu yana hala sonuçlandırılmadı. Mülteci aile, artık uluslararası koruma başvurusu sahibi olmasına rağmen göç idaresi bürokratik nedenlerle hala başvuruyu sonuçlandırmıyor. Bu esnada söz konusu mülteci aile Pehlivanköy Geri Gönderme Merkezi’nden fiziki koşulları çok daha kötü olan İzmir Işıkkent’teki Geri Gönderme Merkezi’ne gönderildi.

Burada;

Aile olarak dahi bir arada kalamıyorlar.

 

Ailenin erkek üyesi günde bazen sadece 5 dk havalandırmaya çıkabildiğini ifade ediyor.

 

Ailenin yaşı büyük kadın üyesi; iki kalp damarının tıkalı olduğunu, anjio olması gerektiğini, kaldıkları odanın çok kalabalık ve havasız olduğunu, sürekli olarak rahatsızlandığını belirtiyor. Bu koşullar altında daha fazla yaşayamayacağını kalp krizi geçirmekten korktuğunu söylüyor.

 

Ailedeki çocuk üye; ayrı koğuşta tutulan babasını göremediğini bu nedenle çok korktuğunu gözyaşları içinde anlatıyor. Özetle mülteciler için işkence katlanarak devam ediyor.

 

Tüm bu yaşananlar bir insan için işkencedir. İşkence denilince akıllara kaba dayak, filistin askıları, elektrik verilmesi gibi fiziksel işkence yöntemlerinin geldiğini biliyoruz. Ancak yukarıda belirttiğim gibi; müvekkillerin yaşamış olduğu izolasyon, yeterli süre havalandırmaya çıkarılmama, tedaviden yoksun bırakılma, hastalık koşullarına uygun ortamın sağlanmaması hepsi birer işkencedir ve insan hakkı ihlalidir.

Göç İdaresince mülakatları yapılmış ve geri gönderilmesi halinde hayati risk bulunduğu kanaatine varılan mülteciler, idarenin keyfiliği nedeniyle hala geri gönderme merkezlerinde tutulmaya daha açık bir tabirle zorla alıkonulmaya devam ediyor.

Tarafımızca idareye sunulan dilekçemizde; uluslararası korunma başvurusu değerlendirilen ve sonuca varılan müvekkillerin idari gözetimlerini kaldırılması, ailenin yaşı büyük kadın üyesinin acilen kardiyoloji bölümüne muayene ettirilmesi gerektiğini, eğer izin verilirse özel bir doktorun geri gönderme merkezine gelmesini sağlayabileceğimizi belirtmemize rağmen idare tarafından herhangi resmi bir cevap verilmemiştir.

Bir kez daha yinelemek istiyorum; Türkiye’de mültecilerin hukuki güvenliği bulunmuyor. Avukata erişimleri sınırlı olduğu gibi idare hukukunun en temel ilkelerinden olan hukuki öngörülebilirlik mülteciler için yok sayılıyor. Yunanistan’dan Türkiye’ye geri gönderilen mültecilere derneğimiz ulaşana kadar en ufak hukuki bir bilgi, danışmanlık verilmemişti. Başlarına ne geleceğini bilmiyorlardı. Güç bela yapabildiğimiz uluslararası korunma başvurusundan sonraki aşamada ise idarenin keyfiyetine göre kalacakları geri gönderme merkezi mültecilere herhangi bir açıklama yapmaksızın değiştiriliyor. Hala idari gözetim altında tutulan mültecilere akıbetlerinin ne olacağı konusunda anlaşılır net bir açıklama yapılmıyor.

Son olarak yetkililere bir kez daha sesleniyor; Geri Gönderme Merkezlerinin koşullarının iyileştirilmesini ve mültecilere uygulanan izolasyonun son bulmasını talep ediyoruz.

Bürokrasi’nin insan özgürlüğünden daha önemli olmadığı kanaatindeyiz. Yazışma gerekçesiyle müvekkiller özgürlüklerinden yoksun kılınamaz. Uluslararası Korunma Başvuru değerlendirilmesi yapılan mültecilerin bir an önce özgürlüklerine kavuşturulmasını talep ediyoruz.

 

Halkların Köprüsü Derneği

 

Sizlere yaklaşık 1 ay önce Yunanistan’dan Türkiye’ye AB ve Türkiye arasında imzalanan Geri Kabul anlaşması kapsamında geri gönderilen ve Kırklareli Pehlivanköy Geri Gönderme Merkezi’nde tutulan mülteciler ve koşulları hakkında bilgi vermiştik. Mültecilerden bizim görüşebildiğimiz Afgan, aile bize ulaşabildiği için uluslararası korunma başvurusunda bulunabildi. Diğer mültecilerin akıbeti hakkında herhangi bir bilgimiz bulunmamaktadır. Görüşebildiğimiz ailenin uluslararası koruma başvuruları Göç İdaresi tarafından değerlendirilmeye alındı, ancak 29.04.2016 tarihinden bu yana hala sonuçlandırılmadı. Mülteci aile, artık uluslararası koruma başvurusu sahibi olmasına rağmen göç idaresi bürokratik nedenlerle hala başvuruyu sonuçlandırmıyor. Bu esnada söz konusu mülteci aile Pehlivanköy Geri Gönderme Merkezi’nden fiziki koşulları çok daha kötü olan İzmir Işıkkent’teki Geri Gönderme Merkezi’ne gönderildi.

Burada;

Aile olarak dahi bir arada kalamıyorlar.

 

Ailenin erkek üyesi günde bazen sadece 5 dk havalandırmaya çıkabildiğini ifade ediyor.

 

Ailenin yaşı büyük kadın üyesi; iki kalp damarının tıkalı olduğunu, anjio olması gerektiğini, kaldıkları odanın çok kalabalık ve havasız olduğunu, sürekli olarak rahatsızlandığını belirtiyor. Bu koşullar altında daha fazla yaşayamayacağını kalp krizi geçirmekten korktuğunu söylüyor.

 

Ailedeki çocuk üye; ayrı koğuşta tutulan babasını göremediğini bu nedenle çok korktuğunu gözyaşları içinde anlatıyor. Özetle mülteciler için işkence katlanarak devam ediyor.

 

Tüm bu yaşananlar bir insan için işkencedir. İşkence denilince akıllara kaba dayak, filistin askıları, elektrik verilmesi gibi fiziksel işkence yöntemlerinin geldiğini biliyoruz. Ancak yukarıda belirttiğim gibi; müvekkillerin yaşamış olduğu izolasyon, yeterli süre havalandırmaya çıkarılmama, tedaviden yoksun bırakılma, hastalık koşullarına uygun ortamın sağlanmaması hepsi birer işkencedir ve insan hakkı ihlalidir.

Göç İdaresince mülakatları yapılmış ve geri gönderilmesi halinde hayati risk bulunduğu kanaatine varılan mülteciler, idarenin keyfiliği nedeniyle hala geri gönderme merkezlerinde tutulmaya daha açık bir tabirle zorla alıkonulmaya devam ediyor.

Tarafımızca idareye sunulan dilekçemizde; uluslararası korunma başvurusu değerlendirilen ve sonuca varılan müvekkillerin idari gözetimlerini kaldırılması, ailenin yaşı büyük kadın üyesinin acilen kardiyoloji bölümüne muayene ettirilmesi gerektiğini, eğer izin verilirse özel bir doktorun geri gönderme merkezine gelmesini sağlayabileceğimizi belirtmemize rağmen idare tarafından herhangi resmi bir cevap verilmemiştir.

Bir kez daha yinelemek istiyorum; Türkiye’de mültecilerin hukuki güvenliği bulunmuyor. Avukata erişimleri sınırlı olduğu gibi idare hukukunun en temel ilkelerinden olan hukuki öngörülebilirlik mülteciler için yok sayılıyor. Yunanistan’dan Türkiye’ye geri gönderilen mültecilere derneğimiz ulaşana kadar en ufak hukuki bir bilgi, danışmanlık verilmemişti. Başlarına ne geleceğini bilmiyorlardı. Güç bela yapabildiğimiz uluslararası korunma başvurusundan sonraki aşamada ise idarenin keyfiyetine göre kalacakları geri gönderme merkezi mültecilere herhangi bir açıklama yapmaksızın değiştiriliyor. Hala idari gözetim altında tutulan mültecilere akıbetlerinin ne olacağı konusunda anlaşılır net bir açıklama yapılmıyor.

Son olarak yetkililere bir kez daha sesleniyor; Geri Gönderme Merkezlerinin koşullarının iyileştirilmesini ve mültecilere uygulanan izolasyonun son bulmasını talep ediyoruz.

Bürokrasi’nin insan özgürlüğünden daha önemli olmadığı kanaatindeyiz. Yazışma gerekçesiyle müvekkiller özgürlüklerinden yoksun kılınamaz. Uluslararası Korunma Başvuru değerlendirilmesi yapılan mültecilerin bir an önce özgürlüklerine kavuşturulmasını talep ediyoruz.

 

Halkların Köprüsü Derneği

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum