Şehit Uzman Çavuş Ali Akdoğan İlkokulu Bir Projeyi Daha Başarıyla Tamamladı

Bayraklı' nın, yaptığı projelerle tanınan başarılı okulu, son olarak CIN (Class In Nature), Doğada Sınıf adlı projesini Slovenya'nın başkenti Lübliana’daki kapanış toplantısıyla tamamladı.

Şehit Uzman Çavuş Ali Akdoğan İlkokulu Bir Projeyi Daha Başarıyla Tamamladı

Bayraklı' nın, yaptığı projelerle tanınan başarılı okulu, son olarak CIN (Class In Nature), Doğada Sınıf adlı projesini Slovenya'nın başkenti Lübliana’daki kapanış toplantısıyla tamamladı.

Şehit Uzman Çavuş Ali Akdoğan İlkokulu Bir Projeyi Daha Başarıyla Tamamladı
24 Haziran 2024 - 15:03



Okul Müdürü Hüseyin Kandemir yaptığı değerlendirmede şunları söyledi.
Son bir yıldır bu okulda yöneticiyim ve ilk defa bir Erasmus+ projesine katıldım. Okulumuz son 6 yıldır yaptığı projelerle tanınıyor. Çoğu yerde bu tür projeler angarya gibi görülüyor ama içine girince, büyük emekler sonucu gerçekleştirilen bu projelerin öğrenci, öğretmen, yöneticiler ve hatta velilere olumlu anlamda önemli değerler kattığını gördüm.

Projemizin hedefi çocuklarımızın açık havada ders yapma, doğada öğrenme olanaklarının geliştirilmesi, bu amaçla okul bahçesine açık bir sınıf, uygun bir alana bir duyu bahçesi ve bu bahçede hayvanların da barınabileceği evler yapılması idi.


Proje koordinatörümüz Ali Haydar Ceylan ve öğretmenlerimizden Mustafa Gülcan’ın çabaları ve diğer öğretmenlerimizin katkılarıyla tüm bu hedeflerimizi gerçekleştirdik.
Ben burada göreve başlamadan önce açık sınıfın inşasını tamamlatan meslektaşım sayın Öztürk Sarıdede’ ye teşekkürlerimi sunarım.

Duyu bahçesinin yapımında emeği geçen öğretmen ve öğrencilerimizi yürekten kutluyorum. Öğrencilerimiz öncelikle tarım aletlerini tanıyarak işe başladılar. Sonrasında, çiçek, sebze ve ağaç dikiminde hep öğrencilerimizle çalıştık. Dikim sonrası bakım ve sulama işlerini de öğrencilerimiz yaptı. Bu çalışmalar, öğrencilerimizde mevcut ağaç ve bitkilerin korunmasına yönelik farkındalıklarının artmasını sağladı bundan aldığımız cesaretle seneye okul koridorlarımızı da çiçeklerle donatmaya karar verdik.

Slovenya'ya 3 öğretmen ve 3 öğrenci gittik. Giderken Bulgaristan’ın başkenti Sofya’da bir gece kaldık. Sofya'nın tarihi ve turistik yerlerini gezdik. Tarihi yerlerini koruma çabaları takdire şayan. O akşam Sofya’nın en kalabalık ve trafiğe kapalı caddesinde öğrencilerimizin sokak çalgıcıları eşliğinde halk oyunlarımızı oynaması muhteşemdi.

Çocuklarımız Slovenya’da ailelerin yanında kaldı. İlk gün, bizleri müzik gösterileriyle karşıladılar. Sonrasında ev sahibi okulumuzu gezdik. Bizleri gezdirenler sekizinci sınıf öğrencisiydi ve İngilizceleri mükemmeldi. Okulda bulunan donanım karşısında çocuklarımız buranın özel okul olup olmadığını sordu. Slovenya'da özel okul yok.

Temel eğitim 9 yıl. Bu okulun çok donanımlı bir okul olmadığını söylediler ancak okulda üç basketbol sahası büyüklüğünde bir spor salonu, kütüphane, marangozhane benzeri bir atölye, bilgisayar ve müzik sınıfları, çocukların yemek yapmayı öğrendiği bir mutfak ve sınıf, büyük öğrencilerin yemeklerini yediği bir yemekhane, kocaman bir bahçe içerisinde tartan pist, basketbol ve futbol sahası ve çocukların oynayabileceği sayısız oyuncak var.

Okulda ayakkabı giyilmiyor. Her yer tertemiz. Çok sayıda çalışan var. Her öğrencinin dolabı var. Küçük sınıflar kahvaltı ve öğle yemeklerini sınıflarında öğretmenleri gözetiminde yiyor ve temizliği kendileri yapıyorlar bu sayede öz bakım becerileri gelişiyor. Tüm bu olanaklar sayesinde çocuklar çok mutlu. Dolayısıyla okul terki oranı neredeyse sıfır.

Öğleden sonra ülkemizin ve İzmir’imizin önemli yerlerini tanıtan posterlerimizi yaptık. Sonrasında başkent Lübliana’da oryantiring yaparak şehrin önemli yerlerini harita yardımıyla bulup şehri gezdik.
Sonraki gün Slovenya’da çok önem verilen arılar için kovan kapaklarını geleneksel resimlerle boyadık. İlginç bir gelenek ve sanat dalı.

Öğleden sonra Bled gölü yakınlarındaki Vintgar’da Gorge vadisindeki nehir etrafında yürüyüş yaptık. Doğaya verdikleri önem ve onu korumaya yönelik çabaları bizleri çok etkiledi. Sonrasında Avrupa’nın en uzun nehirlerinden biri olan Sava'nın kaynağını ziyaret ettik. Burası cennetin yeryüzündeki yansımalarından biri sanki. Sınırlı sayıda ziyaretçi alınıyor, hayvanları beslemek yasak, bir yaprak bile koparamıyorsunuz.
Sonraki gün projemiz açısından büyük bir gündü. Hem Sloven ortağımızın yaptığı açık sınıfın ve duyu bahçesinin açılışı hem de ülkelerin tanıtımı vardı.


Sabahtan tanıtım standımıza hazırlamaya başladık. Bayraklarla ve Atatürk resmiyle donattık. Yaptığımız posterleri astık. İzmir'den getirdiğimiz çok sayıda kitapçık ve broşürü sergiledik. Bu açılışa Lübliana Büyükelçimiz sayın Aylin Taşhan hanımefendiyi davet etmiştik. Kendileri ve ataşemiz sayın Şükrü Kuzu beyefendi açılışımıza gelerek bizlere büyük bir destek verdiler. Kendilerine minnettar olduğumuzu özellikle belirtmek isterim.

Açılış töreninde ülke çocukları çeşitli şarkılar söyleyip halk oyunlarını oynadılar. Bizim çocuklarımız da Delilo, Türkmen kızı ve zeybek oyunlarını oynadılar. Ziyaretçiler çocuklarımızı alkışlarıyla desteklediler. Çok başarılı bir sunumdu.

Açılış sonrası standımız ziyaretçilerin akınına uğradı. Götürdüğümüz kitapçıkları dağıtıp ziyaretçileri Türkiye ve İzmir'e gelmeye davet ettik. Bu arada Atatürk’ün Slovenler tarafından tanındığını görmek bizleri çok mutlu etti. Sonrasında, çocuklarımız okuldaki arkadaşlarıyla çeşitli oyunlar oynadılar.
Akşam, okulun yemek öğretmeni tarafından mutfak sınıfında yapılan yemeklerle veda yemeğimizi yedik. Yemek sırasında katılımcı öğretmenlerle halaylarımızı çektik ve onlara halk müziğimizi ve halk danslarımızı tanıttık.

Ertesi gün katılım sertifikası töreniyle hareketliliğimiz sona erdi. Gelirken endişe ve korku yaşayan öğrencilerimizin dönmek istememesi okullarımızın yapısının nasıl dönüştürülmesi gerektiğine dair önemli bir veriydi.


Projemiz artık bitiyor. Sadece raporlama işlerimiz kaldı. Ancak, bu aslında yaşayan bir proje. Öğrencilerimizin bitkilere ve hayvanlara yönelik duyarlığı ve bilgisi arttı. Öğretmenlerimiz açık sınıfımızda yoğun bir şekilde ders işlemeye başladılar. Solo Nove Fuzine okulundan aldığımız iyi örnekleri olanaklarımız ölçüsünde okulumuzda gerçekleştirmek niyetindeyiz. Böylelikle çocuklarımızın okula isteyerek geldikleri, okulda mutlu bir şekilde zaman geçirip okulu sevdikleri bir ortam oluşturmak amacındayız.

Bunu öğrencilerimizle birlikte yapacağız, onların istekleri doğrultusunda okulumuzu dönüştürmek niyetindeyiz. Bu anlamda velilerimizin, hayırseverlerin ve kurumlarımızın desteğinin bizim yanımızda olacağına inanıyoruz.

Önümüzdeki yıllarda da Erasmus+ projelerine katılmak istiyoruz. Bu konuda tecrübeli ve istekli bir ekibimiz var. Ayrıca, sadece Erasmus+ projeleri değil E-Twinning projeleri de yapıyoruz. Ana sınıf öğretmenimiz sayın Aycan Deniz yaptığı Dark Side of the Moon (Ayın Karanlık Tarafı) adlı projesiyle E-Twinning Ulusal Kalite Ödülü kazandı. Kendilerini tebrik ediyorum.

Umarım, bir gün bizler de Antalya’mız kadar yüzölçümü ve nüfusu olan Slovenya’nın çocuklarına sunduğu olanaklara sahibi oluruz. Bu hedefe erişmek için çabalarımız devam edecek. Şimdiye kadar bu projelere katkı sunan öğrencilerimize, velilerimize, öğretmenlerimize ve bizden önceki yönetici arkadaşlarımıza teşekkürü bir borç bilirim.
 
                                  
 

YORUMLAR

  • 1 Yorum
  • Sevim Türkmen
    3 gün önce
    Okulumuz yönetici,öğretmen ve öğrencilerini kutluyorum.Başarılarınız daim olsun.