Son 14 yıl içinde tarımda Türkiye ortalamasından 2.4 kat daha fazla büyüyen İzmir'den, Haziran ayında yüzde 5.98 oranında artan gıda fiyatları enflasyonuna karşı ciddi uyarılar geldi. Tarımdaki fiyat artışı sorununun "üreticinin üretimden kaçması" sonucunda giderek daha büyük bir tehdit haline geleceğini söyleyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, "Tüm olumsuz koşullara rağmen çiftçiliğini sürdürme kararlılığında olan üreticilerimiz de bu işi bırakırsa, bir daha kolay kolay toparlanamayız. Türkiye bu konuda, kooperatiflere sağlanan desteklerle somut başarılara imza atan İzmir modelini örnek almalı" diye konuştu.
İstikrarlı ve sürdürülebilir üretim
Haziran ayı itibariyle yıllık bazda gıda enflasyonunun yüzde 15.39 oranında yükseldiğini hatırlatan Başkan Kocaoğlu, "Bu gelişmede en önemli faktörlerden birisi, artan maliyetler nedeniyle kar marjları sürekli daralan, hatta zarar eden üreticilerin üretimden uzaklaşmasıdır. Gençlerin kırsal kesimden giderek koptuğu bir ortamda, zaten zorlu koşullarda çalışan çiftçilerin de yeterince gelir elde edemeyip üreticilikten tümüyle vazgeçmesi, tarıma ağır bir darbe olacaktır. Oysa bizim istikrarlı ve sürdürülebilir bir üretime ihtiyacımız var. Bunun da yolu, hem girdi tedariki hem de ürünlerin pazarlamasında entegre olarak örgütlenmeden geçiyor" dedi.
Büyükşehir Belediyesi'nin kooperatiflere sağladığı desteklerle İzmirli üreticilerin somut ve büyük başarılara imza attığına dikkat çeken Başkan Kocaoğlu, "İzmir Modeli" olarak nitelendirilen bu örneğin hem yeni Tarım Bakanı hem de tüm illerdeki yerel yöneticiler tarafından dikkate alınmasını önerdi. Aziz Kocaoğlu, "Aksi halde ne yüksek gıda enflasyonu, ne artan gıda ithalatı, ne de boş kalan tarlalar Türkiye gündeminden düşmeyecektir” şeklinde konuştu.
İzmir modeli
Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu şöyle devam etti:
"Biz İzmir'in yerel yönetimi olarak, özelikle küçük ölçekli üreticinin girdi maliyetlerini düşürmek ve ürününe katma değer katmak için projeler üretiyor ve uyguluyoruz. Üreticilere direkt verdiğimiz destekler olduğu gibi kooperatif, birlik ve ziraat odalarına verilen desteklerimiz de var. Örneğin kurduğumuz soğuk hava deposu ile satılmayan ürünler için uygun koşullarda depolanma olanağı sunarak fiyat istikrarını sağlıyoruz. Örneğin ortak makine parkı oluşturarak girdi maliyetlerini azaltıyoruz. Verdiğimiz desteklerle tarımsal kalkınma kooperatiflerine verimlilik ve karlılık kazandırıyoruz. Ova, bahçe yollarını asfaltlıyoruz. Fidandan küçükbaş hayvana, arı ve arı kovanından incir kerevetine kadar her türlü ihtiyacı karşılıyoruz. Üreticiden aldığımız sütü &cce dil;ocuklarımıza dağıtıyoruz. Akıllı tarım projeleri ile üreticinin iklim değişikliklerinden en az etkilenmesini sağlıyoruz. Büyükşehir Belediyesi’nin önemli katkılarıyla tarımsal üretimi artırmada ciddi mesafeler alan İzmir, Türkiye tarımının yeniden ayağa kalkması için iyi bir rol modeldir. Tarım sektörünü tüm gücümüzle, samimiyetle desteklemeliyiz, büyütmeliyiz. Bu işi tıpkı İzmir'de olduğu gibi aklı ve bilimi kullanarak, iyi ve organik tarımı destekleyerek yapmalıyız. Çünkü kurtuluşumuz tarımda. Avrupa'nın en gelişmiş ülkelerinde tarım ve hayvancılık, kooperatif organizasyonlarıyla gerçekleştirilirken, Türkiye'nin de kooperatifler yoluyla tarımı desteklemesi ve büyütmesi, tarımda yeni markalar yaratması gerekir. Biz İzmir'de bunu yapıyoruz."
YORUMLAR