Döviz yükseliyor, vatandaş eriyor

Belki hiçbirimiz dövizle maaş almıyoruz, dövizle ürün satmıyoruz ama dövizdeki artış ister istemez alım gücümüzü etkiliyor.
Dış ticaret açığı veren bir ülkeyiz. İhracatımız ithalatımızdan daha az. Dolayısıyla dövizdeki her artış enflasyon olarak tüketiciye yansıyor.
Türkiye’deki sanayicilerin üretim sürecindeki en önemli giderlerinden biri enerji. Enerjide neredeyse tamamen dışa bağımlıyız. Birçok sektör yurt dışından hammadde ithal ediyor. Üretilen ürünlerin lojistik hizmetleri için kullandığımız yakıtı dövizle yurt dışından alıyoruz. Tüm bu süreçleri düşündüğümüzde üretim maliyetleri artıyor ve bu doğrudan vatandaşa yansıyor.
Döviz yükseldikçe enflasyon artıyor, satın aldığımız ürünlerin fiyatları yükseliyor ve vatandaş olarak enflasyon altında eziliyoruz. Satın alma gücümüz her geçen gün daha düşüyor.
1 Ocak 2018 yılında 1 dolar 2017’de dolar 3.76 liradan yeni yıla açılış yaptı. Rahip Bunson olayları gölgesinde 6,57’yi gördü ve yılı 5,35 ile de yılı kapattı. Bugün itibariyle bir dolar 9,60 Türk Lirası.
2018 yılında asgari ücret 2.029 TL’ydi. Yani 2018 yılının başında kriz başlamadan önce 539 dolar asgari ücretimiz vardı. Bugün ise asgari ücret 2.825 TL. TL cinsinden asgari ücret arttı ama döviz cinsinden asgari ücretimiz 294 dolara düştü.
GÜNCEL ÇAY-SİMİT HESABI
Kiradaki, gıdadaki, enerjideki fahiş fiyat artışlarını düşündüğümüzde vatandaşa en asgari düzeyde yaşama imkanı bile sunulmuyor. Hani meşhur çay-simit hesabımız var ya... Hadi onu bir daha yapalım. Bir simit 2 lira 25 kuruş. 5 kişilik bir aile her öğünde sadece bir simit yesin diyelim.  Günde 15 simit yapar. 30 günde ise 450 simit. 2 lira 25 kuruştan sadece simit parası 1.012 TL yapıyor. Simit kuru kuru gitmez tabi. Hadi yanına bir de çay içsin. Hadi insaflı davranıp çayı da 1 liradan sayalım. Aylık 450 çaydan 450 lira yapar. Çay ve simidin bir aileye en asgari maliyeti 1.462 TL yapıyor.
Asgari ücretin yarısından fazlası çay simite gitti.
Kiraya, faturaya, yol masrafına, Pazar parasına, giyime, okul masrafına, temizlik eşyalarına vs. vs. hiç girmiyorum bile. Girsem hiçbirimiz altından kalkamayız.
Hani cumhurbaşkanımız 3 çocuk yapın diyor ya. Asgari ücretli 3 çocuklu aile tablosu bu işte. Geçinmek için artık günlük simit sayısını 2’ye düşürecek hale geldik.
Bizim gerçeğimiz bu... Artık bir simit bile çok gelmeye başladı.
Her gün daha da eriyoruz...