Karabağ’ın Örgütü!

20 gün geçti ‘utanç operasyonunun’ üstünden. Haksızlığın, hukuksuzluğun, siyasi operasyonun üstünden tam 20 gün geçti. Bayraklı Belediyesi’ne yapılan operasyondan bahsediyorum elbet. Bugüne kadar hiçbir şey yazmadım. Yargı sürecini hayretle izledim. Fezlekeyi okudum, tüm suçlamaları tek tek gözden geçirdim. Hemen saman alevi gibi parlayıp kalemime sarılmadım. Süreci sağlıklı okumanın en iyi aracı zamandır. Kendimi zamanın dinginliğine bıraktım. Geçen zamanda gelişmelere birçok pencereden baktım. Şimdi benim de iki kelam söyleme hakkımın olduğunu düşünüyorum.
Ortada sadece damdan düşer gibi ortaya çıkmış bir operasyon var. Ne idüğü belirsiz bir gizli tanığın iddialarıyla başlayan ve belediyenin üst düzey yöneticilerinin gözaltına alınmasına neden olan bir operasyon. Ne baş belli ne ayak. Elbette ben bu operasyonunun neden yapıldığına, hedefinde kimler olduğuna, kimin emriyle yapıldığına, siyasi iradenin kontrolünde mi geliştiğine vb. konulara hiç değinmeyeceğim. Elbette bir suç varsa cezasız kalmamalı ama 2010 yılından beri takipte olduğu söylenen kişilerin hakkında 3 günde kara verilmesi beni düşündürdü.6 yıllık bir soruşturma, 1 günde tahliye? İşte sihirli sözcükler bu. 6 yıllık bir soruşturma var ama belediyedekileri suçlu gösterecek hiçbir delil yok. Buradan yola çıkarak operasyonun siyasi olup olmadığı hakkında yorum yapma hakkını siz değerli okuyuculara bırakıyorum.
Fezlekeyi okuduğumda belediye başkanı Hasan Karabağ ile ilgili ‘Suç Örgütü Lideri’ ifadesini görünce şok oldum, dondum. Ne tepki vereceğimi şaşırdım. Gülsem mi ağlasam mı bilemedim.
***KARABAĞIN ÖRGÜTÜNÜ TANIYORUM***
Aslında biraz düşününce fezlekeyi hazırlayan savcıya belli bir oranda ak verdim. Bayraklı belediye başkanı Hasan Gerçekten bir örgüt lideri. Ama savcının söz ettiği gibi bir suç örgütü değil bu örgüt. Pek görmeye alışık olmadığımız bir örgüt. KARABAĞ’IN HİZMET ÖRGÜTÜ. Üstelik bu örgüt savcının iddia ettiği gibi rüşvet alan, ihaleye fesat karıştıran bir örgüt de değil. İşleri güçleri hizmet etmek. Lafla peynir gemisi yürütmüyorlar. Somut şeyler üretiyorlar.
Savcının hiçbir somut delil göster(e)memesinin aksine ben Karabağ’ın Hizmet Örgütünün var olduğuna dair somut deliller sunacağım. Sadece 2009’daki Bayraklı’yla 2016’daki Bayraklı’yı karşılaştırın bunun bir ‘Hizmet örgütünün’ işi olduğunu hemen anlayacaksınız. Hadi bu sizi tatmin etmedi. Bunlar zaten modern bir çağda ritüelleşmiş hizmetler dediniz, bize neler yaptığını anlat hele dediniz. O zaman ben size tek tek sayayım. Sahi anlatmakta zorlanacağım. O kadar çok ki hangisinden başlayacağımı bile karıştırdım şimdiden. Muhtemelen büyük kısmını da anlatmayı unutacağım. Eee Bayraklı Belediyesinin hizmetleri sonu gözükmeyen bir okyanus
Neyse ben konuyu fazla dağıtmadan hizmetleri sıralamaya başlayayım. İlk önce Bayraklı Belediyesinin yeni hizmet binası neredeyse tamamlandı. Belediyede personel verimliliği en üst düzeyde. Belediye bir istihdam kapısı. İŞKUR’un yapamadığını yapıyor resmen. Her yıl binlerce genci işsizlik belasından kurtarıyor. Hasan Karabağ döneminde açılan Engelliler merkezi, BAYGEM, kadın sığınma evi, İzmir’in ilk ve tek rasathanesi, semt merkezleri, açık ve kapalı pazaryerleri, Nene hatun kız misafirhanesi, yol-köprü ve merdivenler, sokak iyileştirmeleri, oyun ve dinlenme parkları, 7’den 77’ye her kesime hitap eden meslek ve eğlence kursları, sosyal kültürel etkinlikler, Amatör spor kulüplerine verilen destekler, sünnet şölenleri, festivaller, evde bakım hizmetleri, öğrenci bursu, yakacak yardımı… ve daha benim de aklımda olmayan sayısız hizmetler.
Hizmetlerin hepsini ne benim yazmaya vaktim yeter ne sizin okumaya. Daha önce de belirttiğim gibi belediyenin hizmetleri sonu gözükmeyen bir okyanus. Ayrıca belediye sadece sevinçli veya sıradan günlerinde değil acılı günlerinde de halkının yanında. Gidin rastgele Bayraklı ilçesinde bir cenazeye. Mutlaka belediyenin ücretsiz cenaze aracı ile ikram aracını görürsünüz. Tabi görmek istemezseniz o başka.Tüm bu saydıklarımdan (ve sayamadıklarımdan) sonra hala Karabağ bir örgüt lideri değil diyorsanız söyleyecek bir sözüm yok.
Gelelim işin özüne. İnsanlara yafta vurmak, insanları zan altında bırakacak, onları topluma onur kırıcı bir imajla göstermek elbette kolay. Hiçbir somut delil olmadan insanları rüşvetçi, hırsız, iş takipçisi, olarak yargılamak da kolay. Birde arkanızda güçlü bir siyasi irade varsa çok daha kolay olur bu. Zor olan onurlu davranmak. Zor olan doğruya doğru, eğriye eğri demek. Doğruya eğri dediğiniz zaman iş zıvanadan çıkar. İşte o zaman bedel ödemek zorunda kalırsınız. Bu bedeli de size halk ödetir. Halk en iyi yargıçtır.
Halk 2014 seçimlerinde doğrunun ve eğrinin seçimini yaptı. 2019 seçimlerinde de yapacak. O zaman hep birlikte göreceğiz. Bayraklı’da suç örgütü mü var, yoksa hizmet örgütü mü?