Ne zamandan ve kimden kaldığı bilinmeyen bir duygudur aşk. Kimine göre aslında hiç var olmayan bir duygu. Kimine göre de iki insanın birbirini tamamlamasıdır. Yin Yang gibi.
Anlamının aşkla hiçbir bağlantısı olmayan bu sembol belki de aşkın tanımıdır. Kimi tek taraflı yaşamaya da razıdır kimi, karşılık beklentisi içindedir. Her ne kadar kişiye ya da yaşadığı duygu yoğunluğuna göre değişse de hepsindeki ortak nokta aşkın bencilliğidir. Aşk bencildir; sınırı, duru olmayan bir bencillik bu. Kalbin vücuda zarar vermesini etkileyecek bir bencilliktedir. Rengi, cinsiyeti bir bedeni yoktur.
Bir kelime üç harf; aşk. Hem çocukluğun, hem de kalbinde çocuk olduğundur. Bir çift gözde sonsuz dünyayı görebilmektir. Gördüğün en ufak bir nesnenin aklına kalbindekini getirmesidir. Hem çok farklı, hem aynı olmaktır. Yanındayken fütursuzca şımardığındır. Kimlik sorgulamaz aşk. Yaşın, güzelliğin ya da çirkinliğin bir önemi yoktur. Çölde bulunan bir vaha gibidir aşk. Maskesi ya da makyajı yoktur. Kendi masalını yazmaya benzer. Rapunzel ya da Külkedisi belki de prens sensindir. Kozasından yeni çıkmış bir kelebeğin kanat çırpışı gibidir heyecanı.
Yanındayken de özlemektir zaten budur aşktaki bencillik, hep daha fazlasını istemek. Doyumsuzdur. Uzak ya da yakın, aynı göğün altında aynı yıldıza anlatmaktır sevgiyi. Otuz beş yıllık kurutulmuş menekşeyi saklamaktır. Sevdiğin senden gidecek korkusuyla askerden kaçmaktır. Âşık olan birine yaptığı herhangi bir hareket için çılgın denmez çünkü çılgınlık aşkın göbek adıdır. Beklemektir bazen de. Hiç gelmeyecek olanı beklemek. Belki de ondan gidememek. Her ne kadar bencil olsa da sadıktır.
YORUMLAR